İçeriğe geç

Gönüllerde olmak ne demek ?

Gönüllerde Olmak Ne Demek? Tarihsel Bir Yolculukta Kalıcılığın Sessiz Gücü

Bir tarihçi olarak geçmişi incelerken fark ettiğim şey şudur: Gönüllerde olmak çoğu zaman tarihe geçmekten daha değerlidir. Çünkü tarih, belgelerle yazılır; ama gönül, insanlığın görünmeyen hafızasıdır. Gönüllerde olmak, bir kişinin adını değil, anlamını yaşatmasıdır. İşte bu yazıda, geçmişin ruhuyla bugünün duygularını buluşturarak bu kavramın tarihsel kökenlerine ve toplumsal dönüşüm içindeki yerine bakacağız.

Gönül Kavramının Kökleri: Bir Medeniyetin Kalbi

Türk-İslam düşüncesinde gönül, kalpten öte bir anlam taşır. O, insanın vicdanıdır, sevme kapasitesidir, Tanrı’yla ve insanla kurduğu en derin bağdır. Mevlânâ’nın “Gönül bir aynadır, onda kimseyi kırma” sözü aslında bir medeniyetin özünü özetler.

Ortaçağ’da savaşların, göçlerin ve inanç mücadelelerinin içinde insanlar bir şeyi korumaya çalıştı: Gönül dünyasını. Çünkü gönül, kimliğin sessiz sığınağıydı.

O dönemde “gönüllerde olmak”, bir hükümdarın adını taşlara kazıtmasından çok, halkın dualarında anılmak anlamına geliyordu. Selçuklu vezirleri ya da Osmanlı padişahları, kalplerde iz bırakabilmek için adaletle hükmetmeye, merhametle hatırlanmaya çalıştılar. Tarih defterine değil, gönül defterine yazılmak istediler.

Tarihsel Kırılmalar ve Gönülün Unutuluşu

Sanayi Devrimi ve modernleşme süreciyle birlikte, toplumlar hızla bireyselleşti. 19. yüzyıldan itibaren rasyonel düşünce öne çıktı, duygular geri plana itildi. Gönül artık bir değer değil, bir “zayıflık” olarak görülmeye başlandı.

Ancak bu kırılma, insanın içsel dengesini de sarstı. Gönül olmadan yapılan reformlar, mekanik toplumlar yarattı. Bu yüzden gönüllerde olmak artık daha da zorlaştı; çünkü insanlar birbirinin iç sesini duymamaya başladı.

Bugün baktığımızda, gönüllerde yer edenler genellikle ideolojik ya da maddi gücü elinde tutanlar değil, insani bağ kurabilenler oluyor. Modern çağın bütün gürültüsü içinde bile, gönül sesi hâlâ en sessiz ama en kalıcı yankıyı yaratıyor.

Gönüllerde Olmak: Güç Değil, Etki Sanatı

Bir tarihçi gözüyle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Her çağın güçlüleri unutulmuş, ama gönüllerde yer edenler yaşamaya devam etmiştir.

Örneğin, bir hükümdar halkını korkutarak yönetebilir; ama onu seven bir halk yaratamaz.

Bir lider başarılarla anılabilir; fakat ancak gönüllerde yer ederse, adı yüzyıllar sonra bile saygıyla anılır.

Bu bağlamda gönüllerde olmak, bir tür “manevi iktidar” biçimidir. Bu iktidar, zorbalıkla değil; samimiyet, adalet ve sevgiyle kurulur. Bu yüzden halk ozanları, bilge kadınlar, öğretmenler, sanatçılar tarih sahnesinde küçük görünseler de, toplumun ruhuna damga vurmuşlardır.

Toplumsal Dönüşüm ve Yeni Gönül Dili

21. yüzyıl, duyguların yeniden değer kazandığı bir çağdır. Artık insanlar sadece bilgiye değil, anlam ve aidiyete de ihtiyaç duyuyor. Sosyal medya, görünürlük çağı gibi dursa da, aslında görünmeyen bir özlemi açığa çıkarıyor: Gönüllerde yer etme isteği.

Bugünün dünyasında gönüllerde olmak, artık sadece bir kişisel erdem değil; bir toplumsal direniş biçimidir. Çünkü hızın, tüketimin ve unutuşun çağında kalıcı olmanın tek yolu, kalplerde yer etmektir.

Bir tarihçinin gözünden bu, insanlığın kendi ruh köklerine dönüşüdür.

Geçmişten Bugüne: Kalplerde İz Bırakmanın Siyaseti

Tarih boyunca nice imparatorluklar yıkıldı, nice anıtlar silindi. Ama bir annenin duasında, bir öğrencinin hatırasında, bir halkın türküsünde yaşamaya devam edenler oldu. İşte onlar, gönüllerde olmayı başaranlardı.

Bugün bize düşen, bu tarihsel mirası anlamak: Gönüllerde olmak, unvanla değil, insanlıkla ilgilidir. Birinin hayatına dokunmak, adını değil izini bırakmaktır.

Sonuç: Gönül, Tarihin Sessiz Tanığıdır

Gönüllerde olmak ne demek?” sorusu, aslında insanlığın en kadim sorusudur.

Tarih bize gösteriyor ki, kalıcı olan taş, para ya da güç değil; insanın diğerine verdiği sıcaklıktır.

Gönüllerde olmak, bir çağın değil, bir kalbin tarihine yazılmaktır.

Ve belki de tüm tarihçiler için nihai gerçek şudur: Belgeler geçmişi anlatır, ama gönüller insanı yaşatır.

6 Yorum

  1. Müge Müge

    Özellikle kararsız kalınan durumlarda, kişinin kafasında çeşitli senaryolar dönerken, bir sonuca varamaması güman hali olarak ifade edilir. Bu kelime, günlük konuşmalarda çok sık kullanılmasa da, edebi metinlerde ve eski Türkçe eserlerde karşımıza çıkabilir. Güman Nedir? Güman Kelimesinin Anlamı İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Sertifika Programları guman-nedir-guman-kelimesi… İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Sertifika Programları guman-nedir-guman-kelimesi…

    • admin admin

      Müge!

      Düşüncelerinizin bazılarını paylaşmıyorum, fakat emeğiniz için teşekkürler.

  2. Belgin Belgin

    Gönül bağı; duygusal ilişki, sevgi bağı anlamına gelen bir deyimdir. 13 Nis 2022 Gönül bağı ne demek, ne anlama gelir? TDK’ya göre gönül bağının sözlük … Hürriyet egitim gonul-bagi-ne-de… Hürriyet egitim gonul-bagi-ne-de… Gönül bağı; duygusal ilişki, sevgi bağı anlamına gelen bir deyimdir.

    • admin admin

      Belgin! Katkınız, metnin daha kapsamlı ve daha doyurucu bir hâl almasını sağladı.

  3. Çelik Çelik

    aynı ortamı paylaşamayan ama kalpleri aynı aynı atan, gönülleri beraber olan kişilerin içinde bulunduğu güzel durum . Etimoloji. Gönüllü sözcüğünü kökeninde yer alan “gönül” kelimesi, yüreğin manevi (soyut) yönü ya da yürekte bulunduğu varsayılan duygu kaynağı olarak tanımlanmaktadır.

    • admin admin

      Çelik! Sevgili katkı veren dostum, sunduğunuz öneriler yazının metodolojik yapısını güçlendirdi ve daha sistematik hale getirdi.

Belgin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
tulipbetelexbett.netsplash